MÜZİK ALBÜMÜ NASIL YAPILIR ?
Evet, hakikaten, bir albümün nasıl yapıldığını, hangi işler güçler çalıştığını, ne kadar maliyetler olduğunu hiç düşündünüz mü?
Anlatayım mı? Ok, anlatıyorum. Sırayla. Safça.
Önce, her zamanki gibi çılgın birisi 'ben şarkıcı olmak istiyorum' der, ve arayışın içine girer. İlk aradığı şey tabi ki ona albüm yapacak ve onu meşhur edecek bir ŞİRKETtir.
Şirket sesini dinler, fiziğine, huyuna posuna bakar ve 'hmm iyi çocuktur (kızdır, hatundur, adamdır, heriftir, kuzudur, koçtur, amcadır, abladır)’ der, ve ona albüm yapma kararını alır.
Sonra da: ‘Dur bir dakka, şarkıların var mı?’ diye sorar. Duayen adayı şaşırır, ‘Yok valla’ der, ve ŞİRKET şarkı aramaya başlar. İşte bu noktada ilk maliyet ortaya çıkar. Piyasada satılık şarkı var, hatta çok, yalnız aramaya başladığın zaman hiçbir şey bulamazsın. Sana aylardır yalvaran besteci ve söz yazarları birden susar ve yok olurlar...
Her neyse, şarkılar bir şekilde bulunur ve ilk pazarlıklar yapılır. Şarkıların piyasadaki fiyatları 300-500 ABD dolarından 40.000 - 80.000’e kadar gider. Tabi ki bu eskiden böyleydi, şimdi artık durumlar çok değişti ve fiyatlar iyice düştü; artık albüm satışından 80.000 TL kazanılırsa, prodüktör ve ŞİRKET haftalarca çılgınca dans eder. Fakat uzun zamandır dans haberleri gelmiyor nedense.
Tabi ki şarkıcı adayının kendi şarkıları varsa eğer, o zaman hem şirket, hem de kendisi yırtmış sayılır, ve şarkı maliyetinden (10.000 - 20.000 TL) kurtulunur.
Geldik 2. aşamaya: ARANJMAN!!! Kimisi düzenleme der, kimisi aranje, kimisi müzik
yönetimi.
Aranjman yapan insana ARANJÖR derler. Mantıklı. Çok önemli birisi. O, şarkıları çıplak halde (şarkıların halinden bahsediyorum) dinler ve '' burada bas bunu çalsın, davul böyle gitsin, gitarlar susup patlasınlar, saksofon çıldırsın'' der, hatta bilgisayara çalıp kaydeder, hatta bazı şeylerini kendisi çalar (müzisyen ya), hatta sonra kayıtlara gelecek müzisyenlere NOTA yazar! Abarttım mı?..... Yooo....! en azından böyle olmalı. Aranjörün işi güzel aranjmanı düşünüp bilgisayara maket kaydetmek, ve canlı kayıtlara gelecek müzisyenlere nota yazmak. Bu da bir maliyet. Türkiye'de bir şarkı aranjmanı 500 TL den başlayıp 5.000TL'ye kadar gidebiliyor. İşte buyurun, ikinci maliyet kalemi:
Tüm albümün ARANJMAN masrafı 5.000 - 30.000 TL arasında olacaktır. Devam edelim.
Çok güzel aranjmanlar çıkmış, çok da güzel, uyumlu bir aranjörle çalışmışsınız ve kayıt zamanı gelmiş! Aranjörün ürettiği partisyonlar artık notaya dökülmüş, ve gelen müzisyenler (bas gitar, gitar, davul, keman, v.s) gelip sırayla çalarlar. Normalde bir albümde yer alan müzisyenler birbirini görmez, hatta bazen tanımazlar, çünki herkesin kayıt zamanı farklı olur. Böyle kayıtlara kanal kayıdı denir. Bir de hücüm kayıdı var; onlar da grup demolarında kullanılan kayıtlardır (haydi hep beraber bir, ki ,üç).
Kanal kayıtlarında çift harcama vardır: 1) müzisyenlerin parası 2) stüdyo saati. İkisi de acı veren şeyler: prodüktör kayıtları sürdürürken hep saate bakar, ve geç kalan müzisyenden nefret eder. Albüm başına canlı kayıtlar, müzisyenler için 15.000 - 30.000, stüdyo saati olarak da 5.000 - 15.000 TL' ye mal olur.
Haydiiii, kayıtlar da bitti, bilgisayarda çalınmış kanalların temizliği yapılır, en güzel çalınmış cümleler, ifadeler toplanır, herkes ‘vay vay vay’ der, albümün nasıl da patlayacağını hayal eder, dışarıdaki arkadaşlara tüm detaylar anlatılır.
Şimdi okumalarrrr. Bizim ''sitare'' adayımız bu kadar insanın uğraşılarını görünce gaza gelir ''vay neymişim, benim için bu kadar insan uğraşıyor'' der ve kararlı bir şekilde okuma odasına girer. Ve bir süre sonra kontrol odasından kulaklığına gelen... ''oğlum (kızım) nefesini iyi al, kendini germe, biraz gülümseyerek, 'A’ları ver bana A’ları,
ağzını aç, hissederek oku, inek gibi bakma, oy ne bicim okuyorsun' gibi şeyler duyar. Ve düşünür 'Hani ben o kadar yetenekliydim, hani anannemin verdiği mıska her şeyı çözüyordu, hani ünlü olacaktım, sesim zaten güzel, bunlar anlamıyorlar, kıskançlarrr.' Evet, şarkı okumak çok zor, şarkı okutmak ta çok zor. Ben şahsen okuma kayıtlarında en az okutulan şarkıcı kadar yoruluyorum. Bu aşamanın harcamaları ise sadece stüdyo parası için 1.000 - 5.000 TL arası oluyor.
Ağzına saglık koçum (kuzum). Şan kayıtları başarıya tamamlandı, güzel ifadeler yakalandı, kulağa batan detone ve sürtoneler temizlendi. Şimdi?... Mix zamanı!!!!
Burada durumlar biraz karışabiliyor: kayıt yapan stüdyo bazen bırakılıp, çeşitli sebeplerden başka, ''daha iyi'' bir stüdyoya taşınılır ve mix yapmak üzere ses taşıyıcılar (eskiden bantlar, sonra ADAT kasetleri, sonra HardDiskler, şimdi ise Flash Memory Diskler) götürülür. ‘Daha iyi’ yi tarif eden birtakım cümleler şunlardır ''Orası var ya kafayı yersin, her yer ekran, en pahalı aletler'', ''Oğlum ordan Mink Foid çıkmış'' , '' Yav Huser Haptik’ in miksi masteringi orada yapılmış''. Bu sefer oradaki tonmaysterin kulağına, gözüne, müzik zevkine güvenilir. Ve bütçe o stüdyonun saatine mi, tonmaysterin talebine mi, kulandığı alete göre mi ayarlanır, bilinmez. Tahmini rakam 4.000-10.000 TL.
Ellerine sağlık usta. Hadi fabrikaya.... Dur! Ya MASTERİNG?
Aaaa, o da ne?
Mastering albümün son aşamasıdır, en güzel, en parlak, kulağı okşayan sound bu aşamada yapılır. Bütün şarkılar birbirine uyumlu olur, her yerde (evde, arabada, diskoda) herşey duyulur, ve kulağa hoş gelir. O da ayrı maliyet olup albüm başına 1.000-10.000 TL'ye mal olur.
Bu aşamaya kadar 1 albüm için harcanan para toplam
40.000 - 120.000 TL etti.
Tabi ki bu harika albümü piyasaya çıkarmak için bir de tasarım işleri vardır, yani bizim sanatçı adayımızın onlarca yerde (fotoğraf stüdyosu, doğa, albenisi olan yerler, boğazda, havada, su altında, yürürken, koşarken, yatarken) yüzlerce resmi çekilir, onlardan onlarcası seçilir ve kapak tasarımcı işe başlar. O resimler güzelce süslenir ve kapağın çeşitli yerlerine yerleştirilir. Kapakta ve kitapçıkta albümdeki parçalar kime ait, kim çalmış, vokalleri kim yapmış, aranjmanı, mixi, masteringi kim yapmış, hangi ŞİRKET bunu çıkarmış, ve hangi
ŞİRKET bu albümün dağıtımını üstleniyor, hepsi yazılır. Bu kapak tasarımı, ve onun maliyeti 1.000 - 5.000 TL arasındadır.
Anlattığım işler güçler çok yakın (bir kaç yıllık) geçmişte oluyordu, şirketler bu işleri yapıp, albümü satıp iyi para kazanıp, o paraları bir sonraki sanatçı adayının albümünü yapmak üzere harcardı. Bugün ise ŞİRKET sanatçı adayına 'sen albümünü yaptır, gel, yanına da 50.000 - 100.000 TL getir, ben de senin albümünü piyasaya çıkarır, seni de meşhur ederim' diyor. Haklı da... nasıl olsa satmaz, internetten indirilecektir bu albüm, ŞİRKET'in ''kazancı'' o zaman eksi 120.000 TL olur, batar ŞİRKET. Battı da kaç tane.
Ama ''Show Must Go On''' !!! Hadi hayırlısı!